Ankara Kitap Fuarı’ndan İzlenimler

Kitap fuarının 2. gününde fuara katılma fırsatım oldu. İşte benim kitap fuarından izlenimlerim.

Öncelikle fuarın ATO Congresium’da yapılması çok hoşuma gitti. Atatürk Kültür Merkezi eskiliğinin yanında neredeyse harabe olan görünümüyle sadece kitap fuarına değil, orada gerçekleştirilen birçok önemli fuara gölge düşürüyor. ATO Congresium’un yeni ve elit görünümüyle böyle bir fuara ev sahipliği yapması beni mutlu etti. Her yer temiz, geniş. Fuar kargaşasından ziyade fuar heycanının yaşandığı bir yer. Bir yandan da klasik müzik eşliğinde yürüyorsunuz, sanıyorum bu nedenle de biraz sakinlik hakimdi.

Ardından çok gereksiz bir uygulama olarak gördüğüm bilet alma kısmı geliyor. Öğrenciyseniz veya öğretmenseniz şanslısınız, çünkü 5 TL verme zahmetine girmiyorsunuz. Ben de o şanslı kesimdenim, ancak 5 TL bence çok fazla. Zaten insanlar oraya kitap alışverişi için gidiyorlar, fuara doyamayıp bir kez daha gitmek isteseniz belki de bir kez daha 5 TL vermek istemeyeceksiniz.

Gelelim yayınevlerine. Bu kitap fuarında daha önceden katılan yayınevlerinin yanısıra Ankara’ya ilk defa gelen yayınevleri de vardı. Ayrıca sahaflar da fuara ayrı bir güzellik katmışlardı. Eski kitapların yanısıra, dergiler, plaklar, eşyalar da vardı standlarda.

Çok aman aman bir kitap indirimi olmamasına rağmen yine de hatrısayılır fiyatlar görülüyordu. Genellikle kitap indirimleri %20-%30 arasındaydı.

Ben de kitap fuarının 2. gününden 6 tane kitapla döndüm. Ailemin aldıklarını saymıyorum bile. Belki bir kez daha yolum düşerse aldıklarımı artıracağım.

  • Seriyi tamamlamak için Alaycı Kuş’u ( Suzanne Colins) aldım.
  • Anne adlı kitabı çok beğendiğim için merak ederek diğer kitap Baba”yı ( Caroline Leavitt ) aldım.
  • Gerçekten içimi ısıtacak öykülere ihtiyaç duyduğum için Kadınlar İçin Bir Fincan Huzur ( Colleen Sell )’u tercih ettim. Bu öykülerin birçok devam kitabı var. Arkadaşlar İçin Bir Fincan Huzur, Anne ve Kızları İçin Bir Fincan Huzur… gibi. 
  • Jack London’ın Beyaz Diş’ini çocukluğumdan beri merak ettiğim için aldım.
  • Safahât’i ( Mehmet Akif Ersoy ) bu yaşıma gelip de hala okumadığım için utanarak kitaplarıma ekledim.
  • Son olarak da Anlaşma (Jodi Picoult ) adlı kitabı Zaytung’un sizi kendine çeken standından seçtim.

Fuara baktığınız zaman belkide yeterince kalabalıktı diyebilirsiniz, ama bence değildi. Pazar günü olmasına karşın o kadar yoğun bir kalabalık yoktu. Bunu tabi ki bu ülkede kitap okunmuyor gibi bir şeye değil, ATO’ya gitmenin Atatürk Kültür Merkezi’ne gitmekle aynı olmadığına bağlayacağım. Atatürk Kültür Merkezi’ne dolmuş, otobüs ve metroyla ulaşabilirken buraya biraz daha zor gidebilirsiniz. Ama kitap fuarının ilerleyen günlerinde kalabalığın artacağını varsayıyorum. Çünkü Ayşe Kulin, Türkan Şoray gibi görmek istediğimiz kişiler fuara katılacaklar.

Genel olarak fuarı beğendim. Henüz standını açmamış yayınevleri de vardı, örneğin Altın Kitaplar gibi. Bu nedenle ilerleyen günlerde fuarın daha da hareketleneceğini düşünüyorum. Bu sefer fuarda tam bir kitap fuarı havası vardı bana göre, kırtasiye fuarı değil. Bu nedenle yolunuz düşerse bir uğrayın derim..

Fuardan izlenimlerime Facebook sayfamızdan göz atabilirsiniz. Resimleri görmek için tıklayınız.

Fuar programını görmek için tıklayınız.