BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK – HARPER LEE

İstediğiniz kadar şakrakkuşu vurabilirsiniz ama bülbülü öldürmek günahtır, bunu asla unutmayın.

Bülbülü Öldürmek kitabını ilk kez bir arkadaşımla gittiğim sahafta görmüştük. Ben kitaba pek ilgi göstermedim, ancak arkadaşım eski bir basımını gördüğümüz bu kitaba bayılmıştı. Okuduktan sonra da ne kadar anlatsa da pek kulak asmadım açıkçası. Sonra, kitabın karakterlerinden biraz haberim olunca, baş karakterlerden Atticus ismini nerede duyduğumu hatırlamaya çalıştım. Aslında Bülbülü Öldürmek’in kısaltılmış ve öykü haline getirilmiş bir kısmını, ortaokulda ya da ilkokulda, Türkçe dersinde okuma parçası olarak gördüğümüzü anımsadım. Ancak bu kitabı okumam bu kadar geç oldu yine de.

bulbulu-oldurmekBülbülü Öldürmek, 1930’larda Amerika’nın Güney eyaletlerinden birinde, hayali bir kasaba olan Maycomb’da geçiyor. Bu yıllar Amerika tarihi için oldukça önemli, çünkü zencilere kesinlikle insan olarak bakılmayan, onlara çok çok kötü davranılan bir dönem. Bülbülü Öldürmek, böyle bir zamanda, küçük bir kızın gözünden yaşanılanların nasıl görüldüğüyle alakalı bir hikaye.

Bir zenci, beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanır. Böyle bir suçun cezasının kesinlikle ölüm olduğu ve bir zencinin sözlerine kesinlikle itibar edilmediği bir dönemde, bu zenciyi savunma görevi adaletli ve iyi kalpli bir avukat olan Atticus Finch’e verilir. Atticus, bu zenciyi kurtarmak için elinden geleni yapacak, uğruna bütün kasabanın tepkisini almayı, hayatını ortaya koymayı göze alacaktır.

Yaşanılanlar Atticus’un kızı Scout’un gözlerinden aktarılır. Küçük bir kız çocuğu olan Scout ve henüz ergenlik çağındaki ağabeyi Jim, insanların fikirlerini değiştirmekte, olanları başka bir gözle görmelerine katkıda bulunacaktır. Başarılı olacaklar mı? Öğrenmek için Bülbülü Öldürmek’i okuyunuz 🙂

Bülbülü Öldürmek çok başarılı bir kitaptı. Olayların zalimliği bir kız çocuğunun ağzından aktarılınca belki biraz hafiflemişti bana göre ama, Scout, bir çocuğun saflığını, her olaydaki iyiyi görme çabasını ve her şeyi düzeltmek için her zaman bir umut olduğunu temsil ediyor burada. Hem onun ağzından dinlemek çok da keyifliydi. Ağabeyiyle atışmaları, babasına olan tutumu, komşularına, arkadaşlarına ve halasına olan öfkesi… Benim için oldukça keyifliydi, bir çocuğun ağzından en mükemmel nasıl aktarılabilirse o kadar iyi aktarmış yazar Harper Lee.

Anlatılan dönem önemli demiştim. Maalesef o dönem Amerika tarihinde o kadar kısa sürmüyor. Ancak Bülbülü Öldürmek o zamana ışık tutan bir kitap. Ayrıca toplum kurallarının da ne kadar kati olduğunu vurguluyor. Scout annesi vefat ettiği ve babası kendilerini sıkmadığı için özgür ruhlu yetişmiş bir kız. Ancak komşuları ve akrabaları tarafından bir hanımefendi olarak görülmediği için hissetikleri, o dönemde insanların bakış açılarıyla ilgili bize bilgi veriyor. Toplum baskısı, insanların vicdansızlığı, sınıf farkı çok net bir şekilde görülüyor.

Bülbülü Öldürmek kitap olarak oldukça değerli. Kütüphaneciler tarafından Yüzyılın En İyi Romanı ( Library Journal ) seçilmiş. Barındırdığı düşünceler nedeniyle bir dönem Amerika’da yasaklanmış. Bu nedenle büyük önem taşıyor. 

Ben Bülbülü Öldürmek’i çok beğendim, ancak yansıttığı dönem hakkında dediğim gibi küçük bir çocuğun gözünden aktarıldığı için o kadar da sert değil bana göre. Hikayesi çok güzel aktarılmış, kurgusunu gerçekten çok beğendim. Yayınladığı zamanlarda patlama yapmış ve çok satanlar arasına girmiş. Bir de eğer Afrika-Amerikalıların yaşadıklarına dair ilginiz varsa okumanız gereken ilk kitaplardan.

Bu kitap yazar Harper Lee’ nin ilk ve tek kitabı. Harper Lee‘ nin hayatından kesitler taşıyor diyebiliriz. Çocukken şahit olduğu olayları yalnızca insanlara anlatabilmek için bu kitabı yazmış.

Bülbülü Öldürmek çok çok değerli, ancak bu kitabı okuduktan sonra biraz daha ileri zamanlarda geçen Duyguların Rengi‘ ni de okumanızı tavsiye ederim.

Bülbülü Öldürmek‘in bir de çok başarılı , Altın Küre ve 3 Oscar ödüllü bir film versiyonu var. Henüz fırsatını bulamadım ama mutlaka izleyeceğim.