V.C. Andrews’in Dollanganger Ailesi olarak yazdığı, dört kitaptan oluşan serinin ilk kitabı.
Mutlu bir aile yaşantısının ardındaki sırlar ortaya çıkmadan önce Cathy; annesi, babası ve küçük ikiz kardeşleriyle birlikte yaşamaktadır. Babası Christopher, bir trafik kazasında hayatını kaybedince Cathy ve kardeşleri için acı dolu günler başlar. Annesi çalışmadığı için geçinmekte ve borçlarını ödemekte zorluk yaşamaya başlayınca, büyükannelerine bir mektup gönderilir. Sonunda bekledikleri cevap gelince ailecek büyükanneleri ve büyükbabalarının yanına taşınırlar. Ancak bu yaşam hiç de kolay olmayacaktır.
Annesi ve babası yasak bir aşkı ilerlettikleri için, büyükbabaları onları evden atmıştır. Babaları Christopher, anneleri Corinne’in üvey amcasıdır. Bağnaz bir şekilde dinlerini yaşayan büyükanne ve büyükbaba, annesini ve babasını lanetlemişler, onların birer şeytan olduğuna karar vermişler ve hayatlarından çıkarmışlar. Ancak parasız kalınca, Cathy’nin annesi kabul edilmenin yolunu bulmuş ve babasına çocuklarından hiç söz etmemeye karar vermiştir. Bu durumda gecenin bir yarısı malikaneye taşınırlar ve evin çatı katında, hiç kimselerin uğramadığı kocaman bir odaya çocuklar yerleştirilir. Artık burada yaşayacaklardır. Büyükbabaları hastadır, anneleri büyükbabaları öldüğünde mirası alacak ve çocuklarını rahat bir biçimde yaşatacaktır. Ancak ihtiyar adamın ölmeye niyeti yoktur.
Büyükanneleri çok kötü bir kadındır. Çocukları sürekli uyarır. Din ile ilgili korkutmalarını her gün yineler, erkek çocuklar ile kız çocukların ayrı yatmalarını ve birbirlerine bakmamalarını her gün öğütler, yiyeceklerini her gün aynı saatte getirir. Ve annesi ile babasının işlediği günahı sürekli hatırlatarak onların şeytanın çocukları olduğunu söyler durur. Çocuklar büyükbabalarının ölmeleri beklerken yıllar geçer. Çatı katında kendilerini eğitmeye başlarlar, ikiz kardeşlerini iyi yetiştirmek için uğraşırlar. Ancak anneleri o kadar umursamazdır ki ikizler annelerini unuturlar ve Cathy‘i anne, Chris‘i baba olarak görmeye başlarlar.
Annesinin umursamazlığını farkeden Cathy, Chris’in de gözlerinin açılmasını ister. Chris annesine öyle bağlıdır ki yaptıklarını zor kabullenir. Bu sırada ergenliğe giren Cathy ve Chris ise iki kardeşin yakınlaşmaması gereken şekilde yakınlaşırlar. Ancak yaptıklarının hata olduğunu bilirler. Çatıda geçen yaşam en çok ikizleri mahveder. Çocuklar neredeyse hiç büyümezler, çünkü bu çatıda güneş ışığı bile yasaktır. Annelerinin kendilerini çatıdan çıkarmaya niyetinin olmadığını gördüklerinde, üç yıl geçirdikleri bu ye
rden kaçmak için plan yaparlar. Ancak bu sırada ikiz kardeşlerden Cory çok hastalanır ve ölür. Bu bardağı taşıran son damla olur.
Cathy, Chris ve Carrie kaçmayı başarırlar. Ancak Cathy, annesinin ve büyükannesinin yaptıklarını unutmaz. Kaçtıktan sonra Chris’in gözlemlerinden öğrendikleri gerçekler annelerinin de kötü biri olduğunu ve çocuklarını paradan daha az sevdiğini ortaya koyar. Böylece intikamın sinyalleri de verilmiş olur.
Hüzünlü, bir o kadar hırs dolu bir kitap Çatı. Cathy’nin ağzından anlatılan olaylar, kendinizi de o çatıda kapana kısılmış halde hissetmenize yol açıyor. Okuduğunuzda öğreneceğiniz olaylar kanınızı dondururken, Cathy’nin intikamını almasını istemekten başka bir şey düşünmüyorsunuz. Kesinlikle çok gerçekçi yazılmış ve sizi de içine katıveriyor, bu durumda V.C. Andrews’in ne kadar başarılı olduğunu söylemek gerekir. Bu arada kitabın filmi de mevcutmuş. Ancak fragmanından anladığım kadarıyla tam bir korku filmi havasında çekilen filmde olaylarda değişiklik yapılmış olduğu da görülüyor. Kitabın da adı değiştirilerek çekilen filmin orjinal adı Flowers in the Attic. 1987 yapımı filmin yeni versiyonu da yapılsa fena olmaz sanıyorum:)
Seri dört kitaptan oluşuyor; Çatı, Çatıdaki Rüzgar, Gazap Tohumları, Çatıdaki Dikenler. V.C. Andrews, Cathy ve kardeşlerinin ilerleyen yaşamlarında başlarına nelerin geldiğini bizlere anlatmaya devam ediyor. Henüz Çatı’yı okudum ve diğer kitapları da okumak için sabırsızlanıyorum. Eklemek istediğim, V.C. Andrews yaşanılanların gerçek olup olmadığı konusunda bir şey söylememiş.