Dan Brown ve Kitapları Hakkında

Dan Brown son zamanların en favori yazarlarından biri. Kitaplarında genellikle insanlara yanlış gösterilen bir takım gerçeklerin ardındaki gizleri arayan Dan Brown, kendi gerçeklerine de inandırıyor diyebilirim. İlk olarak Da Vinci Şifresi’ni okudum. Bu kitaptaki olaylar gerçekten muhteşem kurgulanmış. Filmi için malesef aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Eğer ki kitabını okuyupta filmi izlediyseniz filmin sizi tatmin etmediğini açıkça görebilirsiniz.

Ardından Melekler ve Şeytanlar, İhanet Noktası, Dijital Kale ve son olarak Kayıp Sembol. Dan Brown’ın yarattığı karakter Robert Langdon Da Vinci Şifresi, Melekler ve Şeytanlar, Kayıp Sembol de yine karşımıza çıkıyor. Yazarların yarattığı karakterler genellikle bu şekilde bir kaç kitapta varsa daha çok tutuluyor görüşündeyim. Dijital Kale ve İhanet Noktası da güzel kitaplar, yine aynı kurguyu görebilirsiniz. Ama sanki o kitapları kendinize yakın bulmuyorsunuz gibi oluyor. Çünkü Robert Langdon bu kitaplarda karşınızda değil. Bu Agatha Christie’nin Hercule Poirot’unu daha çok sevmemiz gibidir.

Dan Brown’ın kitapları arasında da en çok beğendiklerim Da Vinci Şifresi ile Melekler ve Şeytanlar. Bir çok okurunda aynı şekilde düşündüğüne eminim. Özellikle Melekler ve Şeytanlar, eserde geçen her yerin içine sizide alıyor gibi. Konuları benim için yine muhteşem, ilgi çekici. Tekrar söylemek istiyorum, kurguları ise muhteşem. Melekler ve Şeytanlar’ın filmi ise, eksik kahramanların oynadığı izlenilebilir düzeyde.

Dan Brown‘ın  beni şaşırtan tek kitabı Kayıp Sembol, o da biraz hayal kırıklığından kaynaklanıyor. Sanki yazarın üstünde kitap yazması için çok ısrar edilmişte, o da ortaya yine bir gizemi atmak istemiş gibi. Bu durumda malesef yazarların “nasıl olsa okunacak kitaplar”ı olmasına yol açıyor, iyi yada kötü zaten okuyacaktık. Okurların fikirlerini merak ediyorum bu konuda.

Dan Brown hakkında bilgi edinmek için tıklayınız.