Gelmiş geçmiş en iyi ressamın gençlik yılları.. Yaşayıp olgunlaştığı şehir olan Barcelona..
Aile hayatı, sanatçılık kariyerinin başlangıcı, hayal kırıklıklarıyla dolu okul yılları ve çocuk denecek yaşta aşık olunan genç bir kadın. Pablo Picasso..
Tüm zamanlara nam salmış bir katil, herkeste ürperti uyandıran seri cinayetler ve Karındeşen Jack..
Belki de Bir gencin son umudu, şüpheci , çıkarımlarıyla insanlarda şaşkınlık uyandıran bir dedektif.. ve karşımızda Sherlock Holmes.
Yazarın Üç tane mükemmel karakteri aynı romanda akışkan bir biçimde sergileyerek gerçekten zor bir işi çok güzel bir
şekilde başardığını söyleyebilirim. Yaklaşık dört yüz sayfaya sığdırılmış mükemmel bir olay örgüsü.
Gölgelerin Ressamı iki bölümden oluşuyor. İlk bölümünde Pablo Picasso’nun çocukluğundan ve gençlik hayatından bahsediyor.
Kurduğu arkadaşlıklar, eğitim yaşantısından ve aile hayatıyla ilgili gelişmelere sahne oluyor. Açıkçası benim en çok sevdiğim kısmı burası oldu çünkü sürekli size bir şeyler betimleniyor.
İkinci kısımda ise anlatıcımız değişiyor ve Sherlock Holmes romanlarında olduğu gibi Dr. Watson olayları bize aktarıyor. Dedektif Sherlock Holmes ve Dr. Watson yaşanan bu cinayetlerin
daha önceden İngiltere’de yaşanmış seri cinayetlerle ilgili olduğu düşünülerek İngiltere’den özel olarak Barcelona’ya getiriliyorlar.
Kitapta hoşuma gitmeyen tek şey ise son kısım oldu diyebilirim. Yazar Estaban Martin, katilin son bölümde yakalanması konusunda biraz daha yaratıcı davranabilirdi. Karındeşen Jack karakteri biraz daha esrarlı bir kimlik olarak yazılabilirdi.
Her şeyden önce elinizde tatil için çok güzel bir kitap bulunuyor diyebilirim. Can sıkıntınız almakla beraber, sizlere de çok şey katacağından eminim. siz de aksiyonu biraz seviyorsanız Gölgelerin Ressamı‘nı mutlaka okuyun derim!