Harry Potter ve Lanetli Çocuk – J. K. Rowling, John Tiffany, Jack Thorne

Ben 1992 doğumluyum. Benimle yaşıt olanlar, ya da büyüklerin deyimiyle bizim kuşak, Harry Potter serisiyle birlikte büyüdü diyebiliriz. Seveni de var sevmeyeni de, ancak bütün dünyanın ilgisini toplayan bu kitaplardan ve filmlerden tabii ki herkes haberdar.

Harry Potter serisi 7 kitaptan oluşuyor ve 8 tane de filmi var. Yeni kitabının çıkmasını heycanla beklediğim zamanları hatırlıyorum. Eee o halde yeni bir Harry Potter kitabının çıkması fikri beni nasıl heycanlandırmasın değil mi?

Harry Potter ve Lanetli Çocuk, Londra’da sergilenen bir tiyatro oyunu olarak karşımıza çıktı. Nasıl ederim de bu oyunu izlerim diye düşünürken, oyunun metnini kitap haline getirmeye karar verdiler ve sonunda ben de okuyabildim. Yeni bir hikaye, tam 19 yıl sonra.

Harry, Hermione ve Ron yıllar sonra artık kendi ailelerini kurmuşlar ancak hala eskisi kadar iyi arkadaşlar. Harry’nin, son kitapta da öğrendiğimiz üzere, Ginny ile evliliğinden 3 tane çocuğu var. Bunlar James, Lily ve Albus. Son kitap Ölüm Yadigarları’nın son bölümünü oluşturan, çocuklarının okula başlama hikayesinin devamı gibi bu kitap biraz. O bölümde Albus’un Slytherin’e seçilme korkusunu anlatıyordu, Harry ise bunun asla sorun olmayacağını, çünkü Albus’un diğer adı olan Severus’u bir Slytherin’liden aldığını söylüyordu. Peki Harry iyi bir baba oldu mu, ve Slytherin’e seçilmek o kadar kötü bir şey mi?

Peki ya Harry Potter gibi bir babaya sahip olmak? Herkes böyle bir babayı konuşurken onun gölgesinde kalmak, devamlı karşılaştırılmak nasıl bir duygu? Bir de babanın yaşaması için zamanda yapılan bazı hataları düzeltmek ve bazı feda edilen canları geri getirmeye çalışmak kolay mı?

Diğer yandan bir de herkesin yeniden korkmasına sebep olan bir iddia. Voldemort’un gerçekten de bir çocuğu var mı? 

Ölüm Yadigarları’nın son sözleri doğru mu, Harry’nin yara izi bir daha hiç acımadı mı?

Hepsinin cevabı bu kitapta!

En başta oyun metni olduğu için kitabı yadırgadım diyebilirim. Çünkü ben tiyatro metinlerini okumayı sevmiyorum, bu nedenle hala Shakespeare’den de uzak duruyorum. Ancak, Harry Potter dünyasına hayır demek mümkün değil. Kitap bir süre sonra beni tamamen ele geçirdi.

Eleştirilmeyecek yanları da yok değil. Kitap neredeyse bir Türk filmi gibi miydi, evet maalesef. Beni yine de okumaktan alıkoymadı. Yine de hikayeyi, daha önce çoğu kişinin aklına takılan, ya bu zaman döndürücüleri ölüleri kurtarmak için kullanamaz mıyız sorusuna bir yanıt olarak görüyorum. 

Bu oyunu Londra’da izlemek sıradaki hayalim olarak kalsın.