Hayatınızı başka bir insanın bedeninde yaşasaydınız…
Sil Baştan ile tanıdığımız Ken Grimwood ‘dan dan sıra dışı bir eser daha. Aslında en sıra dışı ve en ilginç romanı demeliyim. Ciddi anlamda sınır tanımayan ve insanı, zihnini zorlayan bir roman Kayboluş.
Romanımız Grimwood’un Zaman Çarkı’nda yaptığı gibi iki zamanda geçmektedir. İlk başlarda hastalık öncesi ve sonrası diye ayrılsa da asıl zaman ayrımımız daha sonra 1900’lerde New York’ta ve 1800’lerde Victoria çağında İngiltere’de olmak üzere ayrılmaktır.
Elizabeth Austin‘ in hayatı on üç yaşında epilepsi hastalığıyla tanışmasıyla tamamen değişir. Artık hayatını normal, herkesin yaşadığı gibi yaşayamayacaktır. Alışması gereken zor şeyler, geçirmesi gereken zor günler olacaktır. Hastalığından dolayı insanların yanında eskiden olduğu güven duygusu olmayacaktır artık. Hayatında belli sınırlar olacaktır. Zamanı belli olmayan krizler, hayatını sınırlar hale gelir. Kullandığı, geçici çözüm sunan ilaçlarnda uyuşuk biri olmasına neden oluyordur.
Epilepsi üzerine detaylı araştırma yapan doktorlarla tanışan Elizabeth’in hayatında bir umut ışığı belirir. Dr.Garrick ile hayatına farklı bir pencere açılır adeta. Dr. Garrick hem Elizabeth’e yardım etmek ister hem de bazı deneyler yapmak ister. Krizlerin önüne geçmek için Elizabeth’ in beynine elektrotlar yerleştirirler. Bu elektrotlarla Elizabeth’in krizlerini önlemesini sağlayacaktır. Ancak elektrotların sayısı olması gerekenden fazladır. Beyninin sessiz bölgelerini keşif için fazladan elektrotlar yerleştirilmiştir. Deneyde yer almayı kabul eden Elizabeth aslında bilmeden farklı bir hayata adım atmıştır.
Elektrotlarla birlikte hastalığı aşan Elizabeth normal hayatına istese dönebilirken aklı deney esnasında gördüklerinden etkilendiği bir bölgede kalmıştır. Deney sonrası bu bölgenin veri tuşunun verilmesiyle Elizabeth bir bakıma artık İngiltere’ de Jenny olarak da yaşamaya başlayacaktır. Elizabeth bir tuşla farklı birinin bedenine girip, onun yaşayacaklarını tadacaktır, hissedecektir, görecektir. Aynı anda iki kişi olacaktır. İki kişinin yaşayacaklarını aynı anda tadacaktır. Bunu ileri düzeyde yaparak aynı anda hem New York’ ta bir partideyken, İngiltere’ de de bir yemekte olacaktır. Ama keşfetmesi gereken daha çok şey vardır.
Kayboluş’un ilk sayfalarında hastalığın nedenleri ve nasıl olduğunu anlatan tıbbi gerçeklerle karşılaşıyoruz. Aslında bilgilendirici bir kısım olmuş. Daha sonrasında da hikâyemiz şaşırtıcı yönleriyle devam eder.
Ken Grimwood tarzını seven ve alışık olan biri olsam da gerçekten çok şaşırdığım zamanlar oldu. Böyle bir olayın düşünülmesi sizin de bazen sınırlarınızı zorluyor gerçekten. Roman kendi içinde farklı boyutlara ulaşıp aslında epilepsinin nedenlerinin farklı zamanlardan insanların beynimize müdahalesi olduğu mesajını bile vermektedir. Hatta belli bir kısımda da reenkarnasyon bakış açısı ile de yaklaşılmıştır.
Grimwood’ un alışık olduğumuz tarzında tarihteki önemli kişilerin hayatlarından örnekler göreceğiz. Romanımızın, geçtiği zamanları da detaylı bir şekilde yansıttığı düşüncesindeyim. Özellikle de 1800’lerdeki Victoria Çağı’ nın. Hatta romanımız içinde de bu çağın eleştirisi yapılıp yorumlanmıştır.
Romanımız ilk sayfaları tıbbi gerçekler ile biraz sıksa da daha sonra merak içinde ilerleyeceğinizi düşünüyorum. Her sayfa da farklı bir boyut, sonuç sizleri bekliyor. Sonunun da çok şaşırtıcı ve tahmin edilemez bir şekilde bittiğini eklemeliyim.
Bana göre Kayboluş, Sil Baştan’ın ilk sırada ki yerini aldı. Siz ne düşüneceksiniz bilemem ama şaşırmaya hazır olun!
Ken Grimwood’un MorKitaplık’ta yer alan diğer romanları;