Kundakçı – Chris Cleave

Chris Cleave’in Küçük Arı adlı kitabını okuduktan sonra merakla okumak istediğim, ancak beni hayal kırıklığına uğratan bir kitap.

Öncelikle kitabın konusundan bahsedeyim. Kundakçı, kocasını ve oğlunu Arsenal-Chelsea maçı sırasında patlatılan bir canlı bomba ile kaybeden bir annenin öyküsünü anlatıyor. Kitapta annenin ismini vermediği için bende paylaşamıyorum, zaten kitap bu kadının ağzından anlatılıyor. Çocuğunu ve kocasını kaybeden bu kadın artık hayata küsüyor, ama neden sadece onları kaybetmesi değil, onlar saldırıya uğradıkları sırada kocasını aldatıyor olması.

Saldırıdan sonra kadın kötüleşiyor, her yerde oğlunun hayalini görüyor. Yaşadıkları o kadar kötü ki, bütün hislerini, kızgınlıklarını, anne olmanın verdiklerini saldırıyı düzenleyen Usame bin Ladin’e yazıyor. Kitap Usame’ye 1. ağızdan yazılmış bir mektup niteliğinde.

Bu sırada kocası ve çocuğu ölürken birlikte olduğu adam Jasper Black hayatına dahil olmuş oluyor. Eskiden bir bomba imhacısı olan kocasının amirine de gidiyor ve iş sahibi oluyor. Hatta onunla da ilişkiye başlıyorlar. Ve kocasının amiri Terence ileyken şunu öğreniyor, düzenlenen saldırı önceden biliniyordu ve önüne bilerek geçilmedi.

Kitap aslında konu açısından çok dramatik. Londra’da, 1 Mayıs günü Arsenal-Chelsea maçında canlı bomba patlıyor ve bin kişinin üzerinde insan ölüyor. Stada koşan kadın oradaki kargaşada darbeler alıyor ve hastaneye düşüyor. Bu hastanede insanların çektikleri acıları görüyor. Eşi ve çocuğunun iyi olduğunu umarken onlardan geriye yalnızca dişlerinin kaldığını öğreniyor. Daha sonra hayatına devam etmek istese de oğlunun hayali onu bir şeyler yapmaya zorluyor.

Ancak ben Kundakçı‘yı beğenmediğimi söylemek istiyorum. Konusu oldukça orjinal, anlatım biçimi orjinal. Ama bir anne böyle olamaz dedirtiyor insana. Tepki olarak söylemiyorum bunu, yalnızca yazarın bir kadın gözünden bakamadığını söylemek istiyorum. Kitap boyunca kadının yaşadığı acılardan çok yaşadığı cinsel ilişkileri okuyoruz. Bu nedenle asıl konu kaybolmuş bence. Tabi ki bu görecelidir, sizler kitabı beğendiyseniz saygı duyarım. Ancak Küçük Arı gibi çok başarılı bir kitabın ardından Kundakçı’yı malesef beğenmedim.

Chris Cleave, Kundakçı’da bir özellik kullanmış. Yazar noktalama işareti kullanmıyor. Tabi ki bütünsel olarak deği, cümle içinde. Orjinal bir özellik olarak düşünülebilir, ancak ben gereksiz buldum.

Kundakçı‘nın bir de filmi bulunuyormuş. Umarım film konuya daha da yoğunlamıştır.