Kuşlar Sanatı – Pablo Neruda

– Nehruchao’dan –

Kitabı okurken insanların adını bilmediği Tanrılarına yaklaştığı mesafeyle yaklaştım. Çekingen, ürkek ama muhtaç şekilde.

Ben de adını bilmediğim kuşlara yaklaştım.

İlk önce Göç ile başladı yolculuğum. Çıplak ayaklı yaşlıca bir bilge kılağıma fısıldadı ‘Ey kuşbaz: Soğuk uykuda buralarda, uyanmadan başlayın yolculuğunuza. ’ Bende adını bilmediğim kuşlarla birlikte sürüye katıldım. ‘Tüylerden bir donanma’ (Göç sf. 11) oluşturduk. Gün boyu Tanrımıza türküler söyledik. İlk dostum Albatros oldu biz ona kendi aramızda Gezgin Albatros(Gezgin Albatros sf.17) deriz. ’Kayıyor, iniyor, dans ediyor, yükseliyor’ hepimizi neşelendiriyordu.

Uzun gagasıyla sürekli balık avlayan, Peru Pelikanı vardı sürümüzde, denizin üstüne oturur denizin sorunlarını tartardı. Akbaba vardı ürkerek yaklaşırdık O’na. Yeryüzünde avını bulduğu an hiç affetmezdi. Avı günahkârmışçasına yerdi.(Rahip Akbaba sf.42) Dev kanatlı, beyaz renkli, gökte sanki asılı. Tahmin edin bakalım J evet bu Harris Şahin’inin ta kendisi. Kırmızı ayaklı, bakınca sanki tapınası. Bu Şili Güvercininden başkası olamazdı.(Şili Güvercini sf.67)Bir de tuhaf kuşlar vardı sürümüzde, hantal ve solgun Şeytansakal gibi (Şeytansakal sf.73).

Ekim ayına demir atınca gövdemiz, bir dostumuz daha oldu. ‘Tabancanın mavi yüzü vardı onda’ çok tuhaftı ki ‘ekimde doğar, ekimde yaşar, ekimde ölürdü’ (Ekimcil sf.76)

Yolculuğumuzun sonuna yaklaştık artık. Bir pınar göründü, hepimiz sevinçliyiz, bir hayli de yorgun. Tam sıcak köşkümüze ulaşacakken, bir ses daha işittik. İşittiğimiz sesin yönüne doğru kanatlandık, hali kalmamış, yıpranmış, tek tüylü kuştu. Haykırmak istiyordu sanki yıllardır çıkamayan sesine karşı, son havli bir şeyler söyledi meğer ismiymiş söylemeye çalıştığı ‘Pablo kuşum ben’ dedi. (Benkuş sf.84)

Böyle işte Neruda’nın kuşlarının öyküsü. Okuyan her çift göz bir kuş modeline bürünüyor ve kuşbaz oluyor. Farkında olmadan adını bilmediğin kuşlara dost oluyorsun. Böylesine öykülü dizelerde öykü olmak okumaya değer bence. Neruda’nın kuşlarını tanıdıktan sonra, hiçbir kuşa bakamaz oldum.