Zaman Yolcusunun Karısı – Audrey Niffenegger

Artık aşk hikayeleri yazılmıyor diyenlere…

Zaman Yolcusunun Karısı zamanda yolculuk kavramına duygusal bir açıdan bakıyor.

Henry genlerinde taşıdığı bir bozukluk nedeniyle zamanda yolculuk edebilen biridir. Zamanda yolculuk etmek bazen iyi bazen kötü görünse de hayatını zorlaştırır. Yolculuk sırasında yanında hiçbir şey götüremediğinden gittiği zamanda çırılçıplak, beş parasız kalan Henry para çalmakta, kilitleri açmakta uzmanlaşmıştır. Hayatı hiç bir zaman normal değildir. İşi, çevresindeki kişiler, yaşadığı ilişkiler… Henry bunlarla baş etmeye çalışırken, bir gün kütüphanede çalıştığı sırada onu tanıdığını söyleyen bir kızla karşılaşır, Clare.

Clare zengin bir ailenin kızıdır. Çok küçük yaşlarda evlerinin önündeki çayırda oyun oynarken, çalılıkların arasında beliren bir adam hayatını tamamen değiştirir. Bu Henry’dir. Zamanda yolculuk ettiği sırada Clare ile tanışan Henry, çayıra yapacağı bir çok ziyaret ile birlikte Clare ile yakınlık kurmaya başlar. Ancak ilk tanıştıklarında Clare henüz 6, Henry 36 yaşındadır. Bu demektir ki Clare Henry’nin geleceği, Henry ise Clare’in geçmişidir.

Şimdiki hayatlarında birbirlerini bulan Henry ve Clare oldukça sıradışı bir ilişkiye başlarlar. Zamanda yolculuk eden biriyle birlikteyseniz bu ilişki hiç kolay değildir.

Çocukluğunda Henry ile karşılaşan Clare, Henry’i yetişkin haliyle tanımaya başlar. Zamanda yolculuk etmenin Henry’nin hayatını nasıl etkilediği görür. Eski kız arkadaşlarıyla yaşadığı olayların önüne çıkmasına engel olamaz. Henry ise her yaşlandığı gün Clare‘in çocukluğuna yaptığı ziyaretlerin artacağını bilir. Yaptığı ziyaretlerle şimdiki karısının çocukluğuna ve onun hayatına nasıl etkili olduğuna şahit olur.

Henry’nin ileri zamanlardan birindeki loto numaralarını bilmesiyle, doğru olduğunu düşünmeselerde, zengin olan Henry ve Clare güzel bir ev satın alırlar. Clare için bir atölye yaparlar. Hayatta isteyebileceği her şeye sahip olan Clare artık çocuk sahibi olma zamanının geldiğini hisseder.

Clare bir çok kez hamile kalır. Çocuk sahibi olmayı ne kadar çok isteseler de başarılı olamazlar. Çünkü bebek Henry’nin genlerini taşıdığından Clare’in bağışıklık sistemiyle uygunluk göstermez. Buna çok ama çok üzülen Clare’i gören Henry, her gün kendisine lanet okur. Clare’i bu duruma soktuğu için kendisini suçlu hisseder. Vasektomi ameliyatı olarak bu işten vazgeçer. Ama Clare için bebek sahibi olma şansı bitmez, zamanda yolculuk eden bir kocanız varsa geçmişten gelen ziyaretlere de açıksınızdır.

Clare hamile iken Henry geleceğe bir ziyaret yapar. Burada kızı Alba ile karşılaşır. Onunla tanışan Henry hamileliğin sorunsuz geçeceğinden emin olduktan sonra kızını daha da tanımaya çalışır. Kızındaki hüznü farkettiğinde, Alba ona kendisi beş yaşında iken öleceğini söyler. Bunun üzerine Henry ölümü beklemeye başlar. Bu sırada geride bıraktıkları için yapması gereken çok şey vardır.

Henry geçmişe yaptığı bir ziyaret sırasında soğuğun ortasında kalır. Hemen o zamandaki Henry’i kendisini alması için arar. Ama geç kalmıştır. Soğuk iliklerine kadar işlediğinde kendisini hastanede bulur. Soğuktan donan ayaklarını kesmek zorunda kalmışlardır.

Böylelikle cehenneme dönen hayatını mümkün olduğunca iyimser karşılamaya çalışan Henry, ölmeden önce Clare ve Alba’nın iyi bir hayat sürmeleri için elinden geleni yapar. Clare’e yemek yapmayı öğretir, Alba için zaman yolculukları sırasında kilitleri açmayı öğretir, Alba’nın normal bir hayat sürmesi için doktorlarına tahlil yaptırmalarını sağlar.

Beklenen gün geldiğinde, yeni yıla girmeden hemen önce, Henry çayıra bir yolculuk daha yapar. Çalılıkların arasında kıpırdayamadan dururken Clare’in babası ve ağabeyinin ava çıkmış olduğunu görür. O zaman nasıl öleceğini anlar. Yanlışlıkla av olan Henry kanlar içinde kalırken son diyebildiği “Clare” olur. Evine geri dönüp salonun ortasında hareketsiz kaldığında artık her şey sona ermiş olur.

Kendini bir boşlukta bulan Clare, Henry’nin ölmeden önce yazdığı mektupta teselli bulur. Bu mektupta Henry, Clare’i gelecekte ziyaret ettiğini yazmaktadır. Yaptığı bir yolculuk sırasında Clare’i yaşlanmış bir şekilde otururken görmüştür. Henry Clare’e kendisini beklemeden hayatını yaşaması gerektiğini yazsada, onlar için gelecekte bir buluşma daha vardır.

Zaman Yolcusunun Karısı sıradışı, duygusal bir roman.Audrey Niffenegger tarafından yazılan kitap, zamanda yolculuk etme fikrine duygusal açıdan bakarak bilimkurgu filmlerini geride bırakmış. Daha gerçekçi, daha insancıl. Kitap bir Henry’nin, bir Clare’in gözünden anlatılıyor. Audrey Niffenegger’in bu fikri yaşanan olayların ikisi için de neler hissettirdiğini daha kolay anlamamızı sağlıyor. Özellikle bir kadın için ve bir erkek için.

Kitapta tarihler ile Henry ve Clare’in o olay olurken kaç yaşında oldukları belirtilmiş. Bu durum olayların daha anlaşılır olmasını sağlamış. Ancak bazen kendinizi okurken o kadar kaptırıyorsunuz ki tarihler bir anda karışabiliyor.

Zaman Yolcusunun Karısı, Audrey Niffenegger‘in ilk kitabı olma özelliğini taşıyor. Kitabın hakkını verdiğini söylemeliyim. Yazar, aslında karmaşık görünen bir olay örgüsünü okura anlaşılır şekilde aktarmayı başarmış.

Zaman Yolcusunun Karısı‘nın bir de filmi bulunmakta. Filmi de izlemiş olarak söyleyebilirim ki kitap ve film arasında belirgin farklar var. Bu nedenle kitabı okumanızı tavsiye ediyorum, filmi ise kitaptakileri bulma beklentisiyle izlemezseniz gerçekten güzel bir romantik film olarak tavsiye edebilirim.