Yaz – Kürşat Başar

Onu gördüm ve yaz geldi.

Kürşat Başar okumak istediğim Türk yazarlardan bir tanesiydi. Özellikle Başucumda Müzik en merak ettiğim kitaplarından. Ancak D&R’ın klasikleşen 5 TL kampanyasında Yaz‘ı görünce almadan edemedim. Böylece Yaz, benim Kürşat Başar’la tanışmama vesile oldu.

yaz-kursat-basarYaz, babasını Kıbrıs’ta hain bir saldırı sonucu kaybeden Murat’ın hikayesini anlatıyor. Babasının ölümünün ardından ninesiyle birlikte İstanbul’daki amcasının yanına taşınan Murat, içine kapanık ilginç bir karakter olarak büyüyor. Daha sonra vefat eden amcasının ona bıraktığı en büyük miras olan kitaplar arasında vakit geçirirken yazar olmaya karar veriyor. Bu hayalini gerçekleştirmek için ilk adımı, amcasının cenazesinde tanıştığı bir adamın dergisinde işe başlayarak atıyor. Bu derginin yazıhanesinde çalıştığı bir günde, Firuz Bey’in kızı Emel ziyarete geliyor. Böylece Murat hayatını tamamen değiştirecek olan kadınla tanışmış oluyor.

Emel ile önce küçük kelime oyunları oynuyorlar. Birbirlerine şifreli mesajlar içeren kağıtlar yazıyorlar. Bu oyunlar onları giderek yakınlaştırıyor. Herkesten gizli yaşadıkları bu ilişki ikisine de iyi geliyor. Murat genelde Emel’i dinliyor, hiçbir şeyi sorgulamıyor, anlattığı kadarıyla yetiniyor. Emel’in enerjisi, renkli kişiliği ona hayat veriyor. Beraber geçirdikleri o yaz ikisinin de hayatını değiştiriyor. Ancak ilişkileri Emel okumak için İngiltere’ye gittiğinde farklı bir hal alıyor. Çünkü Emel, Murat’a karşı tamamen açık davranmıyor. 

En başta Kıbrıs’ta başlıyor hikaye. Murat’ın ağzından babasını kaybedişini, Kıbrıs’tan ayrılmak zorunda kalışlarını, İstanbul’a yerleşmeleri ve oraya alışmalarını, amcasıyla olan ilişkisini, Emel’e olan aşkını, ona nasıl bağlandığını, sorgusuz kabul edişini dinliyoruz. 

Anlatımı oldukça duygusal. İlk sayfalardan sizi içine alıyor. Hatta öyle bir başlangıç yapıyor ki Kürşat Başar, ilk sayfaları boğazınız düğüm düğüm okuyorsunuz. Bu nedenle kitabı daha en baştan sevdim. Ancak daha sonraları Murat’ın değişken kişiliği, anlatırken kendisinin de dile getirdiği konudan konuya atlamaları beni biraz yordu ve maalesef sıkılmama sebep oldu, çünkü devamlı aynı şeyleri tekrar ediyor gibiydi. Murat’ın yazmaya olan tutkusunu anlattığı bölümleri biraz çabuk geçmek istedim bu nedenle. Devamlı olarak Emel ile tanışacakları günün mesajını verdiği için o sayfaları daha bir sabırsızlıkla bekledim. Bu bekleyişle kitap biraz yavaşlasa da, Emel ile araya mesafeler girdikten sonra hızlandı benim için. Özellikle de son bölümleri çok başarılıydı. Hikaye olarak biraz Türk filmlerini andırsa da, anlatış tarzı bakımından okuma isteği uyandıran bir hikayesi vardı. Son bölümleri çok duygusal bir anlatıma sahip. Ancak böyle yapış yapış bir duygusallık olmadığı için, sanki gerçekmiş hissi uyandırıyor. Bitirdiğimde derin bir nefes almama ve sessizce düşüncelere dalmama sebep oldu diyebilirim.

Yaz, Kürşat Başar‘ın 11 yıl ara verdikten sonra kaleme aldığı kitabı. Yazarın sevenleri daha önceki kitaplarına göre Yaz’da biraz hayal kırıklığına uğramış  gibi gözüküyor. Ancak ben ilk olarak Yaz‘ı okuduğum için sevdim diyebilirim. Çok çok çarpıcı olan bir aşk hikayesi olmasa da, ilk gençlik çağımızda yaşadıklarımızı asla unutamamamıza yönelik gerçekçi bir aşk hikayesi. Şimdilik Kürşat Başar’a ve Yaz’a veda, ancak Başucumda Müzik hala okuma listemde.