Kraliçenin Soytarısı – Philippa Gregory

Kanlı Mary, Bakire Elizabeth’e karşı!

Philippa Gregory, İngiliz kraliyetinin tarihini kurgulayarak anlatmaya devam ediyor. Kraliçenin Soytarısı, ünlü İngiltere Kraliçesi 1. Elizabeth’in tahta çıkma yolunda yaşadıklarını anlatıyor. Tahta giden bu yol hiç de kolay bir yol değildir. Tarihe adını Kanlı Mary olarak yazdıran kardeşinin elinden kraliçe unvanını almak tek tutkusu olan Elizabeth, güçlü ve herkesi kendine çeken kadın imajıyla tarih sahnesinde.

Olaylar Hannah adlı Yahudi genç kızın İspanya’da engizisyondan kaçmasıyla başlar. Hannah ve babası İngiltere’ye kaçarlar ve bir kitapçı dükkanı açarlar. O dönemde bazı tür kitapların satılması yasak olduğundan, nadir kitapları elinde bulunduran Hannah’ın babası işlerini iyi götürmeye başlar. Bir gün kendilerinden alışveriş etmek üzere dükkana sarayda önemli mevkide olan Robert Dudley ve bir alim olan John Dee gelir. Bu sırada geleceği görme yeteneği olan Hannah, bu iki adamın yanında bir melek görür ve durumu diğerlerinin anlamasına sebep olur. Bu iki adam ona yeteneğinin kıymetli olduğunu söyler ve Hannah’ın kralın yanında soytarı olarak çalışması için karar verirler.

Böylece Kral Edward’ın soytarısı olarak saraya giren Hannah, dürüst sözler söylediği için herkes tarafından sevilir. Ancak Yahudi’den dönme bir Hristiyan olduğunun anlaşılmaması için ağzını her daim sıkı tutar. Arada beliren görme yeteneği ile kralın ölümünü gören Hannah, Robert Dudley için de muhbirlik yapmaya başlar.

Bu sırada taht için kavgalar başlamış olur. Daha önceden gayrimeşru ilan edilen Mary, tahtı halkın desteğiyle kuzeni Jane’den alır. Ancak Mary, koyu bir Katolik’tir. Prostestan olan ülkesini Katolik yapma adına uğraşlar verir. Bu sırada üvey kardeşi Elizabeth, ne kadar dostu gibi görünse de kraliçenin ardından oyunlar oynar. Mary ise Prostestan olan Elizabeth’i Katolik yapmaya uğraşır. Elizabeth’in ise tek istediği tahta oturmaktır.

Böylece iki kız kardeş arasında taht mücadelesi gizliden gizliye başlar. İspanya Prensi ile evlenen Mary, Elizabeth’in kocasını baştan çıkarma oyunlarını izlemek zorunda kalır. Anlamıştır ki Elizabeth hem kadınsı hem de güçlü bir kişidir. Ayrıca Protestan olduğu için de halk onu istemektedir. İspanya Prensi ile yapılan evlilik engizisyonun İngiltere’ye de hızla yayılmasına neden olmuş, Mary dini reddeden herkesi canlı canlı yakmıştır. Bu nedenle tarihe adı Kanlı Mary olarak geçer.

Olaylar soytarı Hannah’ın gözünden aktarılıyor. Hannah ise gerçek kimliğinin açığa çıkmaması için dikkat ederken bir yandan da Yahudi bir adam olan Daniel ile evlenmeye hazırlanmaktadır. Sarayda ise bir Kraliçe Mary’nin, bir Elizabeth’in yanında bulunurak onların sevgisini kazanmıştır. Hannah da ikisini de çok sever ve iyi niyetlidir. Hiç bir zaman bir taraf olarak bulunmaz. Kraliçe Mary’nin anne şefkatine, Elizabeth’in ise kadınlığına ve gücüne hayranlık duyar. Engizisyonun son noktaya dayandığı sıralarda ise o da nişanlısı ve babası ile birlikte çareyi kaçmakta görür. Bu sırada sarayda bir erkek gibi yetişen Hannah; kadınlığı, eşliği, çocuk sahibi olmayı, tek dini olan Yahudi’liği hiç bir zaman unutmaması gerektiğini adım adım öğrenir.

Kraliçenin Soytarısı, Kanlı Mary ve Bakire Elizabeth’in tarihte karşı karşıya geldiği zamanı anlatıyor. Nefes kesen bir taht mücadelesi, engizisyonun getirdiği acımasızlıklar, sarayda dönen entrikalar Kraliçenin Soytarısının gözünden sizlere anlatılıyor. Burada tarihte kendinden büyük başarılarıyla söz ettirecek olan Elizabeth‘in tahta çıkmak için yaptığı her şey, Mary‘nin dini uğruna yaptığı katliamlar ve aşkı için katlandığı sıkıntılar gözler önüne seriliyor. Philippa Gregory, sarayın en mahrem odalarında yaşanan olaylara kadar sizi bir  tarih yolculuğuna çıkarıyor.

Philippa Gregory’nin MorKitaplık’ta yer alan diğer kitapları;

Beyaz Kraliçe

Mahkum Prenses