Mükemmel! Zekice, nüktedan ve büyüleyici.
David Nicholls
Beklediğim Sendin kısa süre önce Ephesus Yayınları’ndan çıktı. Amor Towles’ın yazmış olduğu Beklediğim Sendin, 2011 yılının en iyi 10 romanından bir tanesi olma özelliğini taşıyor. Öncelikle kitabın konusundan bahsetmek istiyorum.
Kate Kontent, henüz yirmi beş yaşında, bir avukatlık bürosunda sekreter olarak çalışmaktadır. 1937 yılını 1938’e bağlayan gece arkadaşı Eve ile eğlenmek üzere bir caz bara giderler. Bu sırada yan masalarına oturan Tinker Grey ile tanışırlar. Yakışıklı bir bankacı olan Tinker Grey, genç hanımlara yalnızca o gece eşlik etmez. Tinker’ı en başından sahiplenen Eve onu etkilemeye çalışırken, Kate bu genç adama gönlünü kaptırır. Ancak işler o kadar basit bir şekilde ilerlemez. Tam Tinker’la yakınlaşmışken… Beklenmedik bir araba kazası geçirirler ve Eve yaralanır. Ona bakma görevini Tinker üstlenince, Eve onun yanına taşınır.
Böylece Tinker’dan kendisine fayda gelmeyeceğini anlayan Kate, kariyerine yön vermeye çalışır. Bulunduğu avukatlık bürosundan ayrılır, bir dergide işe girer. Bu sırada da arada sırada Eve ve Tinker ile görüşüyor, onlarla görüştüğünde edindiği çevrenin de yavaş yavaş bir parçası oluyordur.
Kate bu kibar insanların, uzun yemeklerin, yurtdışı seyahatlerinin, göz kamaştırıcı ışıltılı hayatın içine girdikçe herkesin asıl yüzünü görmeye başlar. Her şey göründüğü gibi midir?
Beklediğim Sendin, buram buram kalite kokan bir roman. Amor Towles’ın anlatım biçimi, olaylar, o dönem Manhattan’da hüküm süren yaşam tarzı…Hepsi biraraya gelince ortaya başarılı bir iş çıkıyor.
Kitap 4 bölümden oluşuyor, Kış, İlkbahar, Yaz ve Sonbahar olmak üzere. Önce bir Önsöz adı altında bir giriş bölümü karşılıyor sizi. Bu bölümde 1966 yılındayız ve Kate ile eşi Val bir sergide Tinker’ın eski bir resmi ile karşılaşıyorlar. Böylece Kate, bize Tinker’ın kim olduğunu, hayatına nasıl girdiğini, nasıl değiştirdiğini anlatmaya başlıyor. Kış bölümüyle birlikte, 1937 yılının son gününden itibaren 1 yıl boyunca hayatlarında neler olup bittiğini öğreniyoruz.
Açıkça söylemek gerekirse, Beklediğim Sendin akıcılık açısından çok hızlı başladı. Bir anda kendimi sayfadan sayfaya geçerken buldum. Ancak bir yerden sonra Kate’in hayatına ve çevresindekilere o kadar yönelim oldu ki, biraz konudan uzaklaştık, Tinker ve Eve’yi unuttuk. Bu bölümler biraz ağır ilerlerken, Kate ile Wallace’ın birlikteliğiyle birlikte başlayan sayfalardan sonra kitap tekrar hız kazandı benim için.
Beklediğim Sendin, içinde gerçekten hayatla ilgili, mücadele etmek ve tutunmakla ilgili çok derin dersler barındırıyor. Bu nedenle okumanızı öneririm.
Amor Towles‘ın dili çok kuvvetli. Sayfalar sizi içine alıyor. Öyle ki Kate’in yaşadığı durumu siz de hissediyorsunuz. Kate’in üzerindeki yük satırlarla birlikte size de bindiriliyor. Kate’in yaşadıklarına baktığımızda yazarın bu kadar güçlü bir kadın profili çizmiş olduğunu görüyoruz.
Beklediğim Sendin’in orjinal adı Rules of Civility, yani Nezaket Kuralları. Aslında orjinal isme baktığımızda kitapla ilgili daha ayrıntılı bilgi vermiş olduğunu görüyoruz. Çünkü o dönemi düşündüğümüzde, nezaket kurallarını bilmek ve uygulamak size toplum içinde bir yer kazandırıyordu. Beklediğim Sendin de bu nezaket kuralları üzerine kurulu bir roman.
Beklediğim Sendin, geçtiği dönem itibariyle eski Amerikan filmlerinden aşina olduğumuz sahneler barındırıyor. Bu kitabın çıktığını duyduğumda ilk olarak düşündüğüm kesinlikle filminin de olması gerektiği bir havasının olduğuydu. 1937 yılı, Manhattan, caz barları, dönemin müziği, insanların tavırları ve davranışları… Böylece güzel bir haberi de vermiş olalım, Beklediğim Sendin’in film hakları da alınmış. Bu sayede kitabı okurken gözümüzde canlandırdıığımız o ışıltılı hayatı görme şansımız olacak.