Beyaz Kraliçe – Philippa Gregory

İngiliz kraliyet tarihini en güzel şekilde kurgulayarak anlatan Philippa Gregory, Beyaz Kraliçe’de kraliyetin önemli dönüm noktalarından birine yer veriyor.

İngiltere’yi yöneten iki büyük aile; Yorklar ve Lancasterlar. Tahtta hak iddia ederek başa geçen Kral Edward’ın krallığının ilk günlerinde yol kenarında bir kadınla karşılaşmasıyla başlar her şey. Elizabeth Woodville adındaki bu kadın çok güzeldir ve bembeyaz bir teni vardır. Kocası savaş sırasında ölmüş, iki oğluyla ortada kalmıştır. Mallarına el konduğu için ailesiyle yaşamaktadır ancak iki oğlu için her şeyini geri almaya kararlıdır. Kral’ı yol kenarında bu sebeple durdurur. İlk andan itibaren birbirlerinden çok etkilenen Kral Edward ve Elizabeth, o an aşık olurlar. Kral, Elizabeth’e yardım eder. Ancak ondan kendisiyle birlikte olmasını ister. Elizabeth ise böyle bir şey yapamayacağını söylediğinde Kral biraz gücenerek kasabayı terk eder. Ancak bilmediği bir şey vardır. Elizabeth su tanrıçası Melusina‘nın soyundan gelmektedir. Annesi Elizabeth’in mutlu olması için nehirden yardım isterken, Elizabeth’e bir hayli aşık olan Kral Edward geri döner.

Edward’ın o an sallantıda olan krallığı kesinleşmediği için Elizabeth ile gizlice evlenirler. Bir kaç gün sonra Edward, saray eşrafına da Elizabeth ile evleneceğini ilan eder ve Elizabeth böylece İngiltere Kraliçesi olur. Ancak ona o kadar karşı çıkan vardır ki. En başta kralı yönlendirmek isteyen Lord Warwick, Edward’ın annesi Düşes Cecily, Edward’ın kendinden bir küçük erkek kardeşi George. Artık Edward hem krallığını korumak zorundadır, hem de Elizabeth ile birlikte ailesini genişletmek ve yerine bir veliaht bırakmak zorundadır.

Kral Edward tahtını korumak için ona engel teşkil eden herkesle savaşır. Lord Warwick, kardeşi George’u kendisine rakip olarak tahta çıkardığında George’u yenilgiye uğratır. Ardından Lord Warwick eski Kral Henry’i yeniden tahta çıkarmak istediğinde olaylar Kral Henry’nin ölümüyle son bulur. Kral Edward, yenilmeyen kral olarak anılmaya başlanır. Tüm bu zaferlerde küçük kardeşi Richard ona destek olur.

Elizabet ise üç kız ve bir oğlan çocuğu doğurmuştur. Ancak bunun yetmeyeceğini bilir. İngiltere tahtında o kadar çok kişinin gözü vardır ki daha çok oğlan çocuğu doğurmalı ve tahtı başka kimseye kaptırmamalıdır. Böylece küçük Prens Edward’dan sonra bir oğlan çocuğu daha doğurur. Onun adını da Kral Edward’ın en küçük kardeşinin adı olan Richard koyarlar. Bu sırada hala akıllanmamış olan George, kral hakkında asılsız iddialar ortaya atar. Herkese karısının bir büyücü olduğunu anlatır. Artık çok fazla olmaya başlayan George, kendi ölümünü de böylece hazırlamış olur. George’un tahttan hiç vazgeçmeyeceğini anlayan Kral Edward, George’u da idam ettirmek zorunda kalır.

Elizabeth’in kardeşi Anthony de kralın çok sevdiği adamlarından biridir. Küçük Edward annesinden ayrılacak yaşa geldiğinde, kral olmak için yetiştirilmek üzere Galler’e dayısı Anthony ile birlikte gönderilir.Bu sırada ise Elizabeth iki kız çocuğu daha dünyaya getirir.

Bir gün Kral Edward arkadaşlarıyla birlikte balık tutmaya gider. Ancak çok hastalanıp yatağa düşer. Endişelenen Elizabeth kralın yanına kimseyi sokmaz. Ama artık ölümün yaklaştığını anlayan kral herkesi odasına, yatağının başına çağırır. Artık ölmek üzere olduğunu ve oğlu Edward’ın tahta geçmesini istediğini söyler. Ancak oğluna krallık eğitimini kendi kardeşi Richard’ın vermesini ve onunla ilgilenmesini söyler. Elizabeth böyle bir şeyi kabul etmek istemese de ölüm döşeğindeki kocasının son isteğini kabullenir. Böylece Kral Edward çok büyük bir hata yaparak ölür.

Kral ölür ölmez, Richard tahta göz koyar. Yeğenini kaçırarak kuleye hapseder. Kral Edward’dan sonra taht küçük Edward’ın hakkı olduğundan yeğenlerini gayrimeşru ilan ettirir. Bu sırada Elizabeth diğer çocukları ile birlikte bir ibadethaneye sığınır. Yeni Kral Richard, yeğeni küçük Richard’ı kuleye göndermesi için annesine haber gönderir. Bunun üzerine Elizabeth oğlunu tehlikeye atmamak için bir sandala bindirerek taşraya gönderir. Saraya ise oğluna çok benzeyen bir köylü çocuğunu göndermek zorunda kalır.

Bu arada tahtta hak iddia eden biri daha vardır, Henry Tudor. Halk Richard’ın haksız yere tahta oturmasından şikayet ederken Henry Tudor da tahtı ele geçirmek için ortaya çıkar. Bu sırada Elizabeth ile yazışan Henry Tudor’un annesi Margaret Beafort, Kral Henry’nin Elizabeth’in en büyük kızı Elizabeth ile evlenmek istediğini söyler. Elizabeth bu teklifi kabul eder.

Kulede ise işler umulduğu gibi gitmez. Elizabeth’in korkuları doğru çıkar. Bir gün, kulede hapis olan Prens Edward ve sahte küçük Richard’ın öldürüldüğü haberi gelir. Ancak bunu kimin yaptırdığı tam olarak bilinmez. Richard kendisinin yaptığını inkar ederken, Elizabeth bazı yazışmalar sonucu Henry Tudor’un annesinin yaptırdığından da şüphelenir. İki tarafın da tahtı garantilemek için sebepleri vardır. Böylece Elizabeth çocuklarını taht uğruna kaybetmiş olur. Büyük kızlarını kralın isteği üzerine saraya gönderir.

Artık elinden hiç bir şey gelmeyen Elizabeth, kızının Kral Richard’a aşık olduğunu öğrenir. Kral yeğenini güzel sözleriyle kandırarak evlenmek istediğini söyler. Kızı ya Kral Richard ile ya da Henry Tudor ile evlenecektir. Elizabeth bu işi, oğlu gerçek Richard’ı gönderdiği taşradan getirterek başlatacağı taht savaşı ile çözmeyi uygun bulur.

Kral kim oldu, Elizabeth’in en büyük kızı York’lu Elizabeth kim ile evlendi merak ediyorsanız cevabı Mahkum Prenses‘te.

Phillippa Gregory’nin bu kitabında baş kahraman Elizabeth Woodville. Olaylar onun ağzından anlatılırken, yaşadıklarını ve korkularını daha iyi anlama fırsatı buluyorsunuz. Tanrıça Melusina’nın soyundan geldiği için büyücülük yeteneği de olan bu kadının her şeyi yapabileceğine şahit oluyorsunuz. En olmadık anlarda nehire üflemesiyle fırtınalar kopmasını sağlayan, arada sırada bazı olaylar ona önceden malum olduğunda bazen üzülen bazen ise sevinen taraf olan bir kadın. Kral Edward ile yaşadığı aşk, çok zorlu yollardan geçmek zorunda kalmış. Kocası öldükten sonra evlilikleri geçersiz sayılmış, büyücülükle suçlanmış. En kötüsü de taht yolunda babasını, iki kardeşini ve iki oğlunu kaybetmiş. Okurken bu kadına hem hayran olacaksınız, hem de yaşadıkları için üzülmeden edemeyeceksiniz.

Beyaz Kraliçe, İngiltere tahtının dönüm noktası olan bir dilimi anlatıyor. York’lardan sonra ülkeyi yönetecek olanların tahtı ele geçirmek için yaptığı oyunlar nefes kesen öykülerle geliyor. Kuzenler Savaşı’nı ve kardeşlerin birbiriyle bitmek bilmeyen mücadelesi. Beyaz Kraliçe Elizabeth, taht mücadelesinin bu kadar çok kişi arasında olduğu bir zamanın en önemli kahramanlarından birisi.

Philippa Gregory’nin MorKitaplık’ta yer alan diğer kitapları;

Mahkum Prenses

Kraliçenin Soytarısı