Kurguyu severim ama yazarların hayal gücüne ve bilgisine pabucunu ters giydiren hayata da bayılırım. Öyle gerçek öyküler dinlersiniz ki “roman olur” dersiniz. Bunun son kertesi ise “roman olacak” bir yaşantıyı bir yazarın yeniden düzenleyip üslubunun gücüyle sunması olabilir. İşte Sol Ayağım da beyin felci nedeniyle bir bitki gibi doğup büyümüş, sol ayağından başka yeri tutmayan, konuşamayan, annesinin sevgi ve inancıyla insanların dünyasıyla iletişime geçebilmiş, işi yazar olmaya kadar götürmüş Christy Brown‘un öyküsü.
Çok sade ve akıcı bir dille yazılmış olan roman özellikle orta öğretim çağındaki gençlere çok şey katabilir. Engellilerin, hastaların, kendileri gibi olmayanların mücadelesini anlamaları ve empati kurabilmeleri için iyi bir başlangıç noktası bu kitap. Zira Brown kendi kendisinin hikayesini anlatıyor. Birinci ağızdan çektiği fiziksel acıları, bunalımlarını, çocukluğunun saf sevincini, inancını, hayal kırıklıklarını, kıskançlıklarını, kederini okuyorsunuz.
Beni en çok etkileyen Brown’un engellerini aşarak kendisini bir kahraman ya da mağdur olarak sunmak yerine olduğu gibi, iyisiyle kötüsüyle bir insan olarak ortaya koyması oldu. O hem bir kahraman gibi kafasına koyduğunu yapacak kadar inatçı, yılmadan çalışacak kadar inançlı hem de bir zavallı gibi çaresizlik içinde umutsuz, hayattan vazgeçecek kadar kedersiz, kendini öldüremeyecek kadar korkak. Hepsinden de öte koşup kızlarla flört eden gençleri kıskandığını, küçük kardeşleriyle iletişim kuramadığı için onlara hırçın davrandığını, kendinden kötü haldeki hastaları görünce teselli bulduğunu saklamayacak kadar dürüst.
Ayrıca yazarın hastalığı nedeniyle dünyayı ve insanları tanıyıp kendisini geliştirmesinin önünde koca engeller varken nasıl olup da evinin ve mahallesinin ötesini görmeden, okuyarak dünyayı kavrayışını bu kadar geliştirmiş, nasıl olgunlaşmış şaşırmamak elde değil.
İçtenliğiyle okuyucuyu etkilemenin ötesinde klinik açıdan da bir içgörü sağlaması bakımından önemli olabilir. Sürekli bir hastanın psikolojisini birinci ağızdan böyle samimiyetle okumak doktorlara, klinik psikologlara ve hasta yakınlarına yeni bir görü kazandırabilir.
Brown’un öyküsünün devamını yine kendi kaleminden Her Gün Hüzün adlı kitabında bulabilirsiniz. Bunun gibi başka yaşanmış öyküleri okumak isterseniz Kitap Notları’ndaki gerçek öyküler etiketli yazılara veya Hayatın Kurgusu yazı disizindeki otobiyografi, biyografi, günce ve gerçek olaylardan uyarlanmış romanlara göz atabilirsiniz.